Öğrenme bireyin bilgiyi algılama, yeri gelince kullanma, zihinde organize ederek tutma olarak ifade edilebilir. Akademik süreçler ilk etapta akla gelse de hayatın sosyal ilişkiler, benlik bilinci ve duygular gibi alanlarda öğrenme olur. Okul ortamında akademik başarılarının akranlarına kıyas ile daha düşük olması, duygusal kusurlar, normal üstü zekaya sahip olma durumu da özgül öğrenme güçlüğü ortaya çıkarabilir. Çocuklar matematik, dinleme, yazma ve okuma gibi spesifik bir alanda zorluklar olması da bu alanda problemlerin olduğu anlamına gelir. Bu öğrenme güçlüğünde çevresel ve genetik faktörler bulunur. Nörobiyolojik temelli bir durum olan bu öğren güçlüğü için bireylere ilkokul çağında tanı konulmaktadır. Toplumda çok sık olarak rastlanmaktadır.
Bireylerin okuma, yazma ve akademik alanda yaşıtlarına ve zekasına göre beklenilenin altında olması özgül öğrenme güçlüğü işaretidir. Bu öğrenme bozukluğunda birkaç tip bulunuyor. Bunlar arasında disleksi, disgrafi, diskalkuli bunlar arasında yer alır. En çok görülen tipi ise Disleksi olmaktadır. Disleksi okuma alanında güçlük olarak tanımlanıyor. Nedenleri tam olarak belirlenmiş değildir. Yapılan araştırmalarda bu sorunun nedenlerinin merkezi sinir sisteminin işleyiş bozukluğundan kaynaklandığı düşünülüyor. Yapısal bir sorun olarak ifade ediliyor. Zeka geriliği ile karıştırılmamalıdır. Bu alanda tanı alan çocuklar normal zeka düzeylerine sahiptir.
Tedavi için tanı konulması çok önemlidir. ÖÖG tanısı özel standart testler aracılığı ile yapılır. Ruh sağlığı alanında çalışan uzmanlar tarafından yapılan bu testler okul öncesi dönemde bazı belirtileri olmasına karşılık daha çok okul çağındaki çocuklarda tanı konulabilmektedir. Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu ile birlikte özgül öğrenme güçlüğü görülür. İkisi farklı kavramlardır. Bu alanda tanı konulan çocuklarda okul başarısı oldukça düşüktür. Yaşanılan hayal kırıklığı ve başarısızlık özgüven eksikliğine neden olabiliyor. ÖÖG bireysel olarak uygulanan standart testler ile kişinin kronolojik yaşı ortaya çıkar. Ölçülen zeka düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurularak bu testler yorumlanır. Tedavisinde ise psikoeğitimler vardır. Okulda verilen eğitimlerden farklı olan bu eğitimlerde çocuk normal eğitimine devam ederken bireysel ya da grup halinde özel olarak eğitimlere alınır.
Ebeveynler öğrenme güçlüğü yaşayan çocuklarına destek olmak için kendilerinin de bu konuda eğitim alması gereklidir. Çünkü çocuklarına belirli bilgi ve becerileri öğretebilmek, ortaya çıkan sorunlarla baş edebilmek, çocuğun potansiyelini ve sınırlarını anlamak için eğitim çok önemlidir. Çocukların gelişimlerinde sorumluluklarını yerine getirmeleri ve verilen eğitime yardımcı olmaları eğitimlerde hedeflenen davranışların kazandırılmasını sağlayacaktır. Bu alanda öğrenme güçlüğü çeken bireyin okul, rehabilitasyon ve özel eğitim merkezlerinde eğitim alması gereklidir. Bu eğitimlerin ev ortamında da sürdürülmesi eğitimde hedeflenen başarılara ulaşma anlamında çok büyük avantaj sağlayacaktır.
En çok görülen özgül öğrenme güçlüğü disleksi olmaktadır. Bu da okuma bozukluğu olarak tanımlanabilir. Hecelemekte zorlanma, harflerin şekilleri ile seslerin eşleştirmeme, harf ve ses uyumu ile bu öğrenme güçlüğü kendisini gösterir. Disleksi dışında yazılı anlatım bozukluğu ve matematik bozukluğu gibi öğrenme güçlükleri de vardır. Bu öğrenme güçlüğünün şu şekilde genel belirtileri olabilir: